Seniors
Mehlika Akkar
Mutluluklar kara kız.....
Ziya Akkurt
Ziya bölümümüze tamamen bir tesadüf sonucu gelmiştir ve o yüzden bize ilk yıl hiç yüz vermemiştir. Az daha gidiyordu ama 2. aşama sınavına girmesine son anda engel olduk. Ama resmi olarak girmediği bu mesleği, fiili olarak yaşamında sürdürür. Bunu birlikte kaldığı doktor arkadaşlarına ve onlar için yaptığı tıbbi tercümelere borçlu olduğunu söyler. İsterseniz şansınızı deneyebilirsiniz.
Şimdi Petrol konusundan ve şirketlerindende anlar desem, abartma diyebilirsiniz. Ama buda gerçektir ve bu konuda insaf be! dedirtir.
Tüm bunlara rağmen bölümümüze uyum sağlamıştır. Onu özellikle uluslararası ilişkiler derslerindeyabancı dillere olan yatkınlığından mı desek, yoksa ilginç yapıtlar okuduğundan mı olacak, bir olayı veya ülkeyi detaylı bir şekilde anlatabilir. Bunun yanında uluslararası ilişkiler çerçevesinde iyi tahmin yürütür.
Onu, son 2 yıl içerisinde, Türkiye'yi tanıtma propagandalarında görebilirsiniz. Bu konuda başarılarına ek olarak, bizzat kendisinin katıldığı, doğu Anadolu gezilerini gerçekleştirmiştir. Önemli diplomatik kişilere, bu bölgedeki Kilise ve manastırları gezdirmiştir.
Bu konuları iyi bilmesinden dolayı, Ortadoğu politikası dersinde. Kubilay tarafından "Süryani" damgası yemiştir. Ziya ilerde iyi bir Ortadoğu uzmanı olmak istemektedir. Bu konuyu da başaracağına inanıyoruz. Başarmazsa şaşarız.
İnsanlara bunlar övgü gibi gelebilir, ve bu kadar meziyete sahip kişiliğin, kalın gözlük ve içine kapanık yapının altında gizlendiği beklenebilir. İşte burada şunu söyleyebilirim, eğer resim renkli olsaydı onun sarı saçlarını ve mavi gözlerini görebilirdiniz. Yine görüşmek dileğiyle.
Lütfi Aksaç
1956 Malatya doğumlu olan arkadaşımız son sömestir içinde evlenerek her hafta sonu 800 kilometrelik yolu büyük bir zevkle katetmeye başlamıştır.
Samimi olduğu arkadaş sayısı az olmasına rağmen bu az sayıdaki arkadaşlıkları çok samimi arkadaşlıklara dönüştüren bir kişilik, Sınıfımızın en yakışıklı simalarından biri olmasına rağmen kız arkadaşlarla arasının iyi olmaması onun daha şimdiden iyi bir eş olmaya aday olduğunu göstermektedir.
Bütün bunlara koyu bir Beşiktaş taraftarlığı, Halk Müziğine olan tutku ve birkaç taşralı, eğilimide katarsak Lütfi arkadaşımızı kısaca özetlemiş oluruz.
Arkadaşımıza sevimli eşi Nursel’le birlikte mutlu bir yaşam diliyoruz.
Altay Vural
İlk bakışta tanımak zordur Vural'ı. Dost olmak da. Herkesle çabucak kaynaşıp yüzeysel ilişkilere girmekten çok, zamanla kurulan sağlam temelli dostlukları tercih eder. Açık sözlü olması ona karşı bazı kişilerin cephe almasına neden olmuşsa da, tanıyan için gerçek bir dosttur. Ciddiyetle şakayı ayırt edebilen nadir kişilerdendir. Güler yüzlüdür her zaman çocuksu neşesini çevresine yaymakta da ustadır. Tenefüslerde ya şakalaşıyordur ya da birilerini kovalıyordur. 70'li yılların melodileri dilinden hiç düşmez. Cebinde her zaman herkes için yiyecek orijinal bir şeyler olur. Bu kadar çok yemekten hoşlanmasına rağmen formunu korumasını sporculuğuna borçludur. Futboldaki başarısına karşın baskete olan tutkunluğu ile tanınır. Bölümde olmadığı zaman onu spor salonunda bulmak mümkündür. Geçirdiği bir sakatlık sonucu profesyonel yaşamdan kopmak onu üzmüşse de, çalışmalarını hala sürdürür. İdari talkımının kaptanlığını başarı ile temsil etmektedir.
Gerek Alman filolojisinde gerekse Arkeoloji dalında aradığını bulamayan Vural, sonunda kişiliğine en uygun olan siyaset bilimciliğini seçmiştir. Derslerde faaldir. Özellikle Rasih Asım'la yaptığı konuşmalarla derse renk katar. Düzgün İngilizcesini Londra seyahatlerine borçludur. Vural'ın dikkatti çeken diğer bir özelliği de kıyafetlerinin temizliği ve kalitesidir.
İlerde iyi bir baba, başarılı bir diplomat olacağına inandığımız Vural gelecekle ilgili tüm projelerinin gerçekleşmesini dileriz.
Müjdat Altıntaş
Arkadaşımız AİTİA Eczacılık Fakültesinde iki yıl okuduktan sonra kendi isteğiyle ayrılarak aramıza katılmıştır. Müjdat’ı yakinen tanıyanlar ona sakallı oluşu ve yalnızlığı tercih etmesi nedenleriyle Robinson'a veya Başkan Monroe'ya benzetmektedirler Gerçekten de tam ir yalnızlık politikasını tüm yüksek öğrenim yaşamı boyunca başarıyla uygulamıştır. Son yılını Necatibey Caddesinde bir teras katında yine yalnız olarak geçiren arkadaşımızın bu ikametgahında kendini ziyarete gelen arkadaşlara gösterdiği içten ilgi ve sunduğu enfes kahveler unutulacak türden değil.
Derslerde konuşmayı sevmeyen, arkadaşımız, dersleri en arka sıradan izler. Arkadaşlardan ders notları isteyemediği için derslerde not tutmak zorunda kalmıştır. Müjdat'ın diğer bir rekoru da sona sömestre kadar Fakülte kantinine hiç inmemiş olmasıdır.
Arkadaşımız okul dışındaki vakitlerini kendisine değişik uğraşlar edinerek genellikle evinde geçirir. Bursa'nın sınıftaki temsilcilerinden olan arkadaşımız Ankara'yı çok sevmektedir. İdeali Ankara'da yaşamak ve çalışmak olan arkadaşımızın bu idealim gerçekleştirmesini mutlu ve başardı olmasını dileriz.
Cafer Tayyar Arı
Yaşamları boyunca mutluluk ve başarılar.
Engin Aşula
Sınıfımızın hanımefendilerinden biridir. Ağırbaşlılığıyla tanınır. Bu yüzden hep başı önünde yürür. Aynı nedenle sempatik yüzüyle, daima parlayan gözlerini görmek erkeklere nasip olmaz. Önce ABD den ekonomi bölümüne transfer olmuş, daha sonra bizim bölüme gelmiştir. İlk zamanlar sessizliğinden kimse onun farkına varmamıştır, ama zamanla önce notlarıyla, sonra kişiliğiyle tanınmaya başlamıştır.
4.00 eşittir. Engin Aşula denklemi bölümün temel matematik kuramlarından olmuştur. Ama, sakın 4.00 diye dersleri başını kaldırmayan biri zannetmeyin onu.
Her ne kadar sınavlardan iki gün önce okula gelmeyip kampa çekiliyorsa da, iyi eğlenmesini de bilir. Üçüncü sınıfın ikinci sömestirinde Kubilay ile Ziya'yı cebren ve hileyle Ankara'nın tüm pastane ve restoranlarına sürükleyerek kırılması güç bir rekor elde etmişlerdir. Buna karşılık bu iki gariban Dışişleri Bakanlığında bahçıvanlık kadrosunu vaat etmiştir. Dersler dışında en sevdiği şey alışveriş yapmaktır. Bu yüzden güzel giyinir diye adı çıkmıştır. En büyük, ideali Hala unutamadığı San Fronscisco'da hukuk tahsili yapmak ve bir daha geri dönmemektir. Bu yüzden hala babasıyla pazarlık halindedir.
Biz ona hayalindeki bu idealini gerçekleştirebilmesi dileğiyle. gönlümüz istemeyerek veda ediyoruz.
Yolun açık olsun.
Atilla Aybalık
Heyy, Atilla. ooo!.. " Merhaba dostum, nasılsın, seni üzgün görüyorum nedir canını sıkan hadi söyle. Bugün seni keyifli görüyorum, söyle de bizde sevinelim." diyerek yanımıza yaklaşan Atilla arkadaşımız, sakin ve sessiz görünümünün ardında, arkadaşlarına böylesine bağlı, canayakın ve samimi bir kişiliğe sahiptir. Arkadaşımız, dersler dışında bulabileceğiniz tek yer kütüphanedir. "Niçin” diye sormadan, "Evde çalışmamayı prensip edinmişimdir." der.
Atilla arkadaşımızın bir özelliğide; Okul içinde oldukça sessiz ve masum olmasına karşılık.
Okul dışında oldukça çapkın olmasıdır. Kızılay bölgesine indiğinde; o muhteşem bakışlarıyla
kızları öyle bir keser ki, Kızılay bölgesi ile Et Balık kurumunun mezbahası yer değiştirmiş
sanırsınız. Arkadaşımızın bir diğer özelliği de şiire düşkünlüğüdür. Onun için şiir; su dur,
ekmektir. Yaşama sevincidir. Şiirlerini,' birinde;
Yatakta ölmek istemem
Yataklar başka işe yararlar, Çünkü
ölmek için yaratılmadı, yataklar.
Diyerek, yaşama ve yaşamın çelişkileriyle dahi sevilmesi gerektiğine, vurgulama yapmak ister. Tuncelili arkadaşımıza tüm yaşamı boyunca mutluluklar dileriz.
Hilmi Aybaş
Konuşmalarınızda bazı insan tiplerinden söz ederiz. Örneğin, Akdeniz'in sıcak kanlı insanları deriz. İşte Adana Tarsus menşeli arkadaşımız Hilmi'de de Akdeniz'in bu sıcak kanlı insanlarının çeşitli özelliklerini gözlemleyebiliriz. Arkadaşımızın dürüst, neşeli, sıcak kanlı, heyecanlı olmanın yanında aynı zamanda dost canlısı, herkesle iyi geçinmeye çalışan ve yapabileceği yardımı esirgemeyen bir kişiliği vardır. Örneğin ADM 340 dersinde hocamızın verdiği el yazmalı teksirin gerçekten okunması zor, daha doğrusu harflerin sökülmesinin zor olduğu metnini saatlerce çözmeye çalışmış daha sonra yaptığı tercümeyi bir karşılık beklemeden sınıfın hizmetine sunmuştur. Tarihleri ve olayları iyi hatırlama yeteneğiyle diplomatik tarih ve uluslararası ilişkilerde iyi bir bilgi düzeyine erişen arkadaşımız, bu düzeyi asla yeterli görmemekte ve batıdaki üniversitelerin öğrencilerinden geri kalmama hedefini gerçekleştirmeye çalışmaktadır.
Kütüphane ‘de çalışmaktan arta kalan zamanlarında basketbol ve minyatür futbol oynayan arkadaşımız, küçükken Toros yaylalarında seyrettiği Karakucak güreşlerinin etkisiyle güreş sporunu da sevdiğini, hatta bir gün 3 kez arka arkaya tuşla karşılaşma kazandığını söylemektedir.
Bölüm basketbol takımınızın yöneticiliğini de üstlenen arkadaşımız, maç öncesi takım elemanlarına ikram ettiği cezeryelerle görevini hakkıyla yerine getirmiştir. İlerde başarılı bir ihracatçı olarak göreceğimizden emin olduğumuz arkadaşınıza mutluluklar dileriz.
Zeynep Berberoğlu
Yaşamları boyunca mutluluk ve başarılar.
İbrahim Bozdağ
Bölümümüzün ilk ve belki de son askeri öğrencisi olan İbrahim kardeşimiz, uysallığı, ağırbaşlılığı, efendiliğiyle kendini bizlere sevdirmiştir. Askeri kurallara bağlılığıyla da tanınan arkadaşımız, bu bağlılığını sivil yaşamında da sürdürmektedir. Selam verişinde bile askeri kurallara, örf ve adetlere bağlılığı gözlenebilen arkadaşımız, son zamanlarda kıtadaki nöbetine ek olarak fakülte girişinde de nöbet tutmaya başlamıştır. Bu nöbetin sırrını, hiç kimseye söylememektedir. Sanırız bu nöbetin stratejik bir önemi vardır. Bu nöbetinde başarılar dileriz.
İbrahim Arkadaşımızın diğer bir özelliği de bölüm dışı derslerde özellikle istatistik vb. oldukça başarılı olmasıdır. Tüm derslerini bölüm dışından alsa hepsinden tam not olacağına inandığımız arkadaşımız, bölüm dışı dersleri son zamanlarda terk etmiştir. Bölüm içine döndükten sorma 452 dersinde konferans başkanlığını da bloke etmiştir.
Genç teğmen adayımız Adanalı delikanlı İbrahim'in ADM'lilik ruhunu yaşatacağına inanıyor, başarı ve mutluluklar diliyoruz.
Mine Bulum
Zarafeti, cana yakınlığı ve çocuksu neşesi ile tanınır Mine; enerjiktir. Spora ve sporculara sonsuz hayranlık duyar. Kendisi de bir ara eskrim, tenis, kayak ve voleybolu denemiştir. İlginç öykü ve şiirler yazar. Ancak bunlar oldukça şifreli olduğundan herkesçe gerçek anlamının kavranması zordur. Dalgınlığı ve unutkanlığı ise ayrı bir özelliğidir Mine'nin. En büyük ideali dünyadaki tüm şatoları görmek ve Güvercin ve Badem adında iki kız çocuğuna sahip olmaktır.
Anlamak zordur Mineyi. En üzgün olduğu anlarda gülebilen, aldırmaz davranabilen bir insan olması şaşırtır sizi. Hüznünü neşesinin, duygularını ise ifadesiz bakışlarının altına gizlemeyi yeğler. Bu nedenle yanlış algılanır bazen. Görünümünün aksine çekingendir. Dostluğa değer verir. Dostluk paylaşmak demektir Mine için. Açık sözlülüğünden dolayı sert biri olarak algılanır. Oysa o doğrudan yanadır hep. Tartışmaya ve eleştirilere açıktır. Susmakla hiçbir şeyin hallolmayacağına, kimsenin birbirini anlamayacağına inanır çünkü. Tüm ilişkilerinde saygı ön plandadır. Saygının kalmadığı yerde dostluğun ve sevginin süremeyeceğine inanır. Bir kere affetmenin büyüklük, ikincisinin de aptallık olduğunu bilmesine rağmen hayal kırıklığına uğrasa da kolay affeder. Kin tutmaz içinde.
Okulu ve okul günlerini çok sevdiğini, ODTÜ'nün kendisine eğitimin dışında da çok şeyler öğrettiğini belirten Mine, 3. sınıfa kadar ki okul yaşamını "Gren Fileds" adlı parça ile hatırlayacağını söyler. Bizler de seni bu parça ile anacağız hep. Her şey gönlünce olsun Mayna.
Hilal Bural
Tüm içtenliği ile ayrılık gözetmeksizin yardımcı olmayı pek seven bir arkadaşımızdır. Yardımları kendine zararlı olsa bile bunu düşünmeyecek kadar iyi yüreklidir. Bu bölümü seçmekle yaptığı tarihsel hataya unutabilmek için elinden geleni ardına koymaz. Arkeolojide mutluluğu, insan davranışlarında mutsuzluğu bulduğunu söyler durur. Yapacağı kazılarla insanlar nelerle mutlu oluyorlarmış. Bunu bulacağını ümit eder. Yapabilme yeteneği ile yaptıkları arasında oldukça büyük bir fark vardır. Ama o yapacaklarını arkeolojiye saklamakta ısrarlıdır. Mutsuzlukları elbet bir gün bir kenara atıp mutluluğu bir yakasından yakalayacağı inancıyla güzel bir yaşam dileriz.
Ali Bulgur
Yaşamları boyunca mutluluk ve başarılar.
Sahir Carıllı
Okulun yanı sıra çalışma yaşamını da birlikte sürdürebilen ender arkadaşlarımızdan biridir. MTA'da birçok görevi denedikten sonra antrenörlükte karar kılmıştır. Görevinin her gün sabah-öğle-akşam giriş defterini imzalamak olduğu şeklindeki söylentileri genellikle cevapsız bırakan Sahir; çay, kahve içmek, kağıttan gemi ve uçak yapmalı gibi zaman öldürücü alışkanlıklarını da MTA'daki çalışmalarından edinmiştir.
Ortadan ayrık kısacık saçları, genelde ciddi olan giyimi ve gittikçe büyüyen midesiyle ilerisi için iyi bir yönetici adayıdır. Onu iyi bir aday yapan mutlaka ki görüntüsünden öte "otoriter yönetici" yapısıdır. Okul yaşamından edindiğimiz izlenimler onun ileride ne kadar başarılı bir iş adamı olacağının en güzel delilleridir. Boşalan şise ve bardakları kırılıp da Türk Ekonomisine zarar vermesinler diye toplaması ve karı da diğer iki ortağıyla (K—E) bölüşmesi onun hesaplılığının ve ticaret kafasının en önemli örneklerinden biridir. Kadın milleti diye başlayıp feministleri çılgına çeviren iddialarını da her zamanki gibi sonuna dek savunmayı başarmıştır.
Olgunluğu, azmi kararlılığı ve güçlü kişiliği ile en kısa zamanda istediği yere geleceğine inanıyoruz. Çevresine canlılık ve mutluluk veren yönünü de bu yaşam mücadelesinde yitirmemesi umuduyla....
Ahmet Cirit
Öğrenciliği hiç sevmediği halde 1978 de bölümümüze ailesinin ısrarı ile giren arkadaşımız, başlangıçta, İstanbul’dan sora Ankara’da yaşamanın pek çekici olmadığını söylemişse de, sonradan fikir değiştirerek Ankara’dan pek ayrılmamayı düşündüğünü her fırsatta dile getirmiştir.
6. dönemde okulumuzun azizliğine uğrayarak, REPEAT yarası alan arkadaşımız, bu tarihten itibaren genellikle derslerle olan ilişkisini oldukça yüzeyde tutmuş ve sonra da ilgisini ticari faaliyetlere çevirmiştir. Derslerden genellikle hoşlanmayan ve çabuk sıkılan arkadaşımız günlük ders programı bitlik ten sonra hemen toz olmayı kendisine görev bilir. Genellikle okul ve derslerle ilgili haberleri en son alan arkadaşımız, her fırsatta not telaşı içine düşmektedir.
Geceleri arkadaşlarıyla evinde müzik ve içkinin doruğa ulaştığı eğlenceleri tercih eden arkadaşımız, bu şekilde genç kalabildiğini iddia etmektedir. Yaşamının her anının espri ve komedi anlayışıyla süsleyen bu arkadaşımız, olayları sürekli bu perspektiften değerlendirme gayreti içindedir. İyilik severlik ve açık kalpliliğini de buna ekleyerek çevresine kibarlık ve efendiliği yansıtma gayreti içinde olan arkadaşımız bu özellikleriyle arkadaşlarının sevgisini kazanmıştır.
Bundan sonraki yaşamında arkadaşımıza başarı ve mutluluklar diliyor, bu özelliklerini dostlarıyla ve dostlarının da onunla paylaşmasını temenni ediyoruz.
Nihat Civaner
"Nihat! Hadi gel artık birazda kantinde oturalım. İki yıl önce öğrenci asistanlığa başladığından beri hocaların katından inmez oldun!"
İşte bölümümüzün en çalışkan ve başarılı öğrencilerinden biri. Hayatta yolunu çizmiş ve hedefi olan siyaset bilimi dalı öğretim üyeliğine adım adım yaklaşan bir arkadaşımız. Çoğumuzda gözlenen okul sonrası nerede çalışacağımız konusundaki belirsizlikle taban tabana zıt bir görünüm. Bu durum, Nihat'ın kendine hedef olarak herhangi bir kuruluşun sınavını kazanmayı seçmesi halinde bile değişmezdi ve kazananlar listesinin başlarında yine arkadaşımızın adını görebilirdik. Lise yıllarında iyi bir öğrenci olmadığını saklamayan arkadaşımız, gösterdiği yüksek performansla bugünkü her şeyi bilen adam imajını kazanmıştır.
Ama tek boyutlu bir yaşam reddeden Nihat, entelektüel yaşamını öğretim üyeleri derneğindeki öğle yemeklerinde, ve akşamları da Mülkiyelilerdeki sohbetlerde hocalarımızla sürdürmektedir. Bunun dışında, C.S.O. Cuma gecesi konserlerinin de müdavimidir.
Spor faaliyetleri ve son aylardaki geleneksel briç partileri de artık onun günlük yaşamının bir parçası olmuştur.
Doktora çalışmalarını Avrupa'da sürdürecek olan arkadaşımıza sonsuz başarılar dileriz. Güle güle Nihat.
Nilüfer Çakıner
Tatlı Nilüfer'imizin nasıl hala çene ağrılarından şikayet etmediğine şaşırıyoruz. Çünkü o, günün 24 saati sürekli gülümseyen, gülümsemediği zamanlarda ise gülen ender insanlardandır. Mutluluk ve şirinlik sembolüdür. Onda Japonlara has bir nezaket ve incelik vardır.
Nilüfer çok yönlü bir insandır. Yabancı dillere karşı büyük bir ilgisi ve kabiliyeti vardır. Spora da tam anlamıyla aşıktır. Onun için sporsuz bir yaşam düşünülemez. Birçok spor dalıyla uğraşmış, sonunda jimnastik ve özellikle aerobikte karar kılmıştır. Aerobik yaparak aynı zamanda fazla çikolatalarını da alabilmektedir.
Müziği seven (caz ve klasik) Nilüfer'imiz sürekli hareket halinde ve çok enerjiktir. Her anını doyasıya yaşamak ve yaşamını boşa geçirmemek felsefesini benimsemiştir.
"Müzik ruhun gıdasıdır" sözünü çiçek yetiştirmekle uygulamaya koyan arkadaşımız, bu yolla yetişmesinden en umut kesilmiş çiçekleri bile yeniden yaşama döndürür.
Bölümden kafeteryaya gidene kadar yaklaşık 27 değişik insanla selamlaşabilen Nilüfer, spor, piyano, kültür dernekleri, konserler, kokteyl ve toplantılara karşı olan yakın ilgisi nedeniyle derslerine yeterince şefkat gösteremediğini iddia etmektedir.
Nilüfer'imize çiçekler kadar renkli ve onlar kadar mutlu bir yaşam diliyoruz.
İkbal Çetinöz
ODTÜ İnşaat Mühendisliğinden bölümümüze kendi isteği ile transfer olan İkbal; Kendi halinde, ağır başlı, olgun ve arkadaşlarına bağlı bir kişiliğe sahiptir.
Genellikle derslere nadir devam eden arkadaşımız, özellikle alerjisi olan derslere sınavdan sınava girmeyi ilke haline getirmiştir. Dönem başlarında balık elektif aramasma rağmen, balıklara değil balinalara yakalanmıştır.
Okula gelmediği zaman, mazeret olarak hasta olduğunu söylemesine rağmen biz biliyoruz ki birgün sonra ki sınava ineklemektedir.
Sınavlara kendi notlarıyla hazırlanmayı tutku haline getirmiştir. Aynı zamanda notlarından biz arkadaşları sürekli yararlanırız.
Sosyal faaliyetlerinde büyük özen gösteren İkbal’imiz özellikle dans, sinema ve tiyatro konularında tanınmış uzmanlarla yarışır.
Vatandaşlık görevini yapmak amacıyla Anayasa oylaması için Eskişehir'e giden İkbal dönüşte kendisini ODTÜ yurtlarının dışında bulmuştur. Son dönem, arkadaşlarıyla beraber K.Esat’da mahzun bir yaşam sürdüren arkadaşımız misafirlerine leziz yemekler ikram etme konusunda daha karar verememiştir. Sigara + Çay+ Cin İkbal'in vazgeçemeyeceği hobileridir.
Arkadaşımızın istikbalinin parlak ikbalinin açık istiklalinin de dışişlerinde olmasını diler, tüm yaşamında mutlu ve neşeli olmasını isteriz.
Songül Çinko
İşte geleceğin başarılı bir diplomatı, öğretim üyesi Songül’ümüz özellikle seminer derslerinde yaptığı hararetli savunmalarda bu izlenimlerimizi bir kez daha doğrulamıştır. Yaptığı işin en iyi şekilde olmasını ister. Buda onun hem derslerde hem de yaşamında başardı olmasını sağlar. Ama Songül’ü yalnız derslerinde dört dörtlük birisi olarak tanımlamak ve tanıtmak sanırız ona büyük haksızlık olur. Çünkü o, ince ruhu ve hassas yapısıyla tüm sanat dallarına büyük ilgi duyar. Ilımlı bir romantiktir. Anlamlı birkaç dize. Hafiften çalan bir İspanyol müziği onun bambaşka biri olmasına yeterlidir. Gülmeyi, güldürmeyi sevdiğinden Songül'ü çoğu zaman fıkra anlatırken ya da dinlerken görebiliriz.
Bodrum dediğimizde gözleri bir başka parıldayan bu arkadaşımız Akrep burcunun da tipik bir örneğidir. (Referans: gözlerine bakın yeter!) Çünkü, Songül’ümüz mutlu olduğu zaman gözlerinin içi güler ve çevresine de mutluluk saçar.
Gözlemlediğimiz kadarıyla kendisine diplomatlığı fazlasıyla yakıştırdık ama onun gönlünde yatan akademik kariyerliktede başarılı olacağından eminiz. Başarılar dilemiyoruz, çünkü bizce başarı Songül'le eş anlamlı. Tek dileğimiz daima mutlu olması, sonuna kadar hep gülmesi.
Sevilay Elgün
Sımsıcak, insanın içini aydınlatan bir gülüş ve dostluk: işte tatlı Sevilay!
Anlamlı yüzü ile sınıfımızın, "Atom Lisa’sı diyebileceğimiz arkadaşımızın anlayışlı lığı, arkadaşlarını kırmaktan çekinmesi fakat gerektiğinde açık sözlü olması dostluğunun en belirgin özellikleridir. Sevilay'ı tanıyanlar onun çok iyi dinleyen, yol gösteren, eleştiren, mutluluklarına sevinen bir arkadaş olduğunu bilirler. Sempatik ve değişikliklere açık olması bulunduğu her ortama kolayca uymasını sağlar. Sevgili Sevilay, yaşamında mantıklı olmayı ilke edinmiş, ama duygusallığını da özenle korumuştur. Sevilay çabuk karar verir ve kararını uygulamaya geçirir. Onda sizi şaşkına çeviren bir algılama ve yanıtlama yeteneği vardır.
Arkadaşımız, sınıfımızın "doğa üstü olaylar" uzmanlarından sayılabilir. Çünkü Sevilay, yıldız falı, kahve falı, özellikle de rüya tabirleriyle çok ilgilenir. Bu nedenle, kantinimizde kahve yapılmayışına çok üzülen arkadaşlarımızdandır (!)
Okulumuzun psikoloji bölümünden başarıyla transfer olan arkadaşımız başarısını bölümümüzde de sürdürmüştür. Çok iyi ve düzenli not tutması onu sınıftaki yoğun "not trafiğinin önemli unsurlarından biri haline getirmiştir (!) Okulu bitirdikten sonra işe girmeyi düşünen arkadaşımızın yeni hayatında da çalışkanlığı ve sempatikliği ile başarılı olacağına inanıyoruz. Sevgili Sevilay, bundan sonraki yaşamın dileriz, hep senin istediğin ve düşündüğün gibi güzel olsun.
Caner Erselcan
Hayat boyu "saptamalarının" devam etmesi dileğiyle...
Salih Ersoy
"Merhaba, üstad."
Gülengül Fırat
İsmi ile fazlasıyla uyum sağlayan ve devamlı giden Gülengül’ümüz bu karakterine uygun olarak "Siyasetin Gül'ü" lakabına hak kazanmıştır. Sessiz ve sakin görünmesine rağmen son derece esprili ve neşeli olan Gülengül bu özelliklerini yeri geldikçe belli eder.
Sabah derslerini genellikle kullanmama gibi bir özelliği olan Gülengül, bunun yanı sıra derslerine yeteri kadar çalışarak bu açığını kapama başarısını göstermiştir.
Seyahat etmeyi, gezmeyi çok seven arkadaşımız aynı zamanda tükenmek bilmeyen enerjisi ve neşesiyle ideal bir yol arkadaşıdır.
Doğa'yı, insanları, çocukları ve hayvanları çok seven Gülengül’ümüzün en büyük hayallerinden biri de bir at sahibi olabilmektir. Ve tabii ki atıyla uzun zevkli gezilere çıkmaktır.
Hızlı ve dikkatli şoförlerimizden olan Gülengül araba kullanmaktan da büyük zevk duyar. İlerde katılmayı planladığı rallilerde kendisine şimdiden bol şans, rakiplerine de sabırla, dileriz.
Gülengül’ümüz için tek kelimeyle "hayat doludur" diye biliriz. Gülmeyi, eğlenmeyi, neşeyi sevmesinin yanı sıra, yaşamı ciddiye alır ve geleceğe umut ile bakar. Tüm mutluluk, başarı ve güzellikler seninle olsun sevgili Gülengül’ümüz.
Kubilay Güler
Sınıfımızın en sevilen ve en çok aranan üyelerinden biridir. Biridir demek sevgili Kubilayı’mızı anlatmaya yeterli değil. Zira kendine has konuşma tarzı, hocaların katından bile duyulabilen ses tonu ve ışıl ışıl bakan gözleriyle sınıfımızın "sui generis” üyelerindendir.
Onun o sevecen ve yumuşak yapısına nereden aklına esipte başladığını anlayamadığımız Judo merakı ve uğraşı apayrı bir tezat boyut katar. Son yılda mezun olmaya yaklaşmanın verdiği coşkuyla bu sevimli yapısına birçok davranışlarda eklemiştir. Tüm dört yıl boyunca sessiz sakin duran Kubilay, bu yıl sınıfımızın beş güzel kızından oluşan bir aday listesiyle ç apkınlığa da başlamıştır.
Derslerde seri bir şekilde not tutmakla birlikte etrafına takılmayı da ihmal etmez. Bu yıl aldığı dersler içinde en sevdiği Rasih Hocamızın Budgetting dersidir. Bizler de onun derste yaptığı espriler sayesinde bayağı iyi vakit geçirdik.
Kubilay’ı kızdırmak veya sinirlendirmek her ne kadar zorsa da, kızınca gözü hiçbir şeyi görmez. Bu arkadaşımızla ilişkilerimiz sırasında judocu olduğunu da unutmamaya çalıştık.
Sevgili Kubilay; hayatın boyunca başarının devam etmesi ve hep senin gibi iyi niyetli, dost insanlarla bir arada olmanı dileğimiz. Gözlerinin hep şimdiki gibi dostluk ve sevgiyle bakması umuduyla.
Mehmet Işık
1959 Tunceli doğumlu olan arkadaşımız, çalışkan, dürüst ve aklına koyduğunu mutlaka gerçekleştirmek isteyen bir kişiliğe sahiptir. İnandığı ilkelere çok bağlı olan Mehmet, bazı şeyler kaybetme pahasına da olsa düşüncesini açıklamaktan çekinmez. Hepimiz için dost ve kardeş olan arkadaşımız, tanımlamak gerçekten çok zordur. Sınıfımızda şef olarak tanınan arkadaşımız samimi ve insancıl düşünceleri ile hepimizin beğenisini kazanmıştır.
Tarım Meslek Lisesinden gelip ODTÜ’de okumakta, hem de çalışmaktadır. İş yerinden izin aldığı ölçüde derslere katılan, notlarını sınıfımızın çalışkan kızlarından sağlayan arkadaşımız sınavlarda büyük başarı sağlamaktadır.
İnsan ruhuna hitap eden her şeyi seven, sanatın özellikle şiir yönüne ilgisi fazla olan arkadaşımızın düşüncelerine, çoğu zaman duygusallık egemendir. İyi niyetli tutumunun karşılığını bazen alamaz ve çareyi biranın hangi kapağın altında olduğunu araştırrmakta bulur.
Nazım Hikmet ve Atilla İlhan'ın şiirlerini yaşamıyla bütünleştiren arkadaşımıza sağlık mutluluk ve başarı dolu bir gelecek diliyoruz.
Ülgün Kalelioğlu
"Çaysız, F.B.'siz Ülgün düşünülemez...."
Eser Kalpakçı
1979 Sonbaharında İstanbul'un bağrından kopup gelen ve ogünden bugüne her fırsatta İstanbul’un üstünlüğünü savunan arkadaşımızın, dört sene boyunca ki en büyük şikayetleri yurtlardan olmuştur; Yurt köşelerinde rahat çalışma ortamı bulabilmek için yeni taktikler geliştiren Eser bunun, birazda olsa yararını görüp Ankara’yı kuru bir çöle döndürmüştür. Giydiği kıyafetlerle modaya öncülük yapan! bu arkadaş, ilerde bu zevkini kendi anlayabilenlere de aşılamak için butik açmayı düşünmekle birlikte sadece sineklere hizmet edeceği Rona tarafından ileri sürülmektedir.
Ders notlarım arkadaşlara verip, sonra da bunları geri toplayamayarak bunalıma düşmesi ile tanınan Eser'e derssiz, okulsuz ve Rona ile birlikte mutlu ve uzun yıllar dileriz.
Hülya Kantar
"Senin de mi düşüncelerin olacaktı,
Sen de mi böyle uykusuz kalacaktın,
Sessiz, sedasız mı olacaktın böyle?"
Yavuz Kankavi
Yaşamları boyunca mutluluk ve başarılar.
Seyithan Kaplan
Yaşamları boyunca mutluluk ve başarılar.
Hilal Karaaslan
"Cadı Hil. cici Hil. hep mutlu ol"
Ercan Karataş
Düzenli, şık giyimi ve ona çok yakışan sakallarıyla bir öğrenciden çok turist görünümünde olan Ercan genelde okula işçi servisi ile gelip geç saatlerde eve döner.
Derslere girmemek veya girip te en arka sıralarda dinlememek gibi alışkanlıklarına rağmen, birçoğumuzu şaşkınlığa düşürerek repcat almadan mezun olmayı başarıyor. Sınavlardan birkaç gün önce not bulan Ercan’ın hızla öğrenme ve kavrama yeteneği de takdire şayandır.
Sporun hemen hemen tüm dallarına meraklıdır. Futbol sevgisi sayesinde vücudunda kırılmadık az kemiği kalan Ercan tüm kötü anılarına rağmen inatla futbol oynamaya devam eder.
Genelde onu bahçede veya kantinde küçük sınıfların güzel kızlarıyla sohbet ederken görebilirsiniz. Şık ve havalı kızlarla felsefe yapmaktan büyük zevk duyan Ercan, centilmenliğiyle onların beğenisini kazanmayı da başarır.
Okulun yanısıra en büyük uğraşı turizmdir. İleride büyük bir turizm acentesi sahibi olma hayali kusan Ercan, kısa yoldan zengin olma yollarını da araştırmaktadır.
Her ne kadar gereğinde ciddi olmasını çok iyi bilse de okul yaşantımız boyunca onu hep gülerken, tokalaşırken yada muzurluklar düşünürken gördük. Dostluğun, neşen ve olgunluğunla seni çok arayacağız Blackstone mutlu ve başarılı olman dileğiyle
Beysun Karayol
"Beys, diplomanın fotokopisini ne zaman alalım?"
Celal Karbastı
İnsanlar vardır, yaşamın debdebesinde, kuvvetliden yana bir değişim içindedirler... İnsanlar vardır; yaşamın zorluklarında dahi, saptadıkları ilkelerden ödün vermeyen, çevresindekilere "insancıl" duyguları empoze etmeye çalışan, yaşamı seven...
İşte, Celal arkadaşımız 2.nci kategoride yer alan; yüreğinde insan sevgisi ağır basan, gözü tok, tutarlı ve candan bir kişidir. Bizler, onu 2.nci sınıftan itibaren tanımaya başladık. Celal ve düşüncelerini tanıdıkça, neden böyle bir arkadaşla daha önce tanışmadık diye kendimize hüzünlendik.
Bursa'nın yeşilliğinden havalanıp Başkentin. ODTÜ havaalanına iniş yapan, Celal arkadaşımız, burada bir ömür tükettiğini söylemektedir. Daha şimdiden, ODTÜ havayolları şirketinden Temmuz biletini alan Sarışın arkadaşımız, bir yandan haftada birkaç kez sporunu yapmakta, diğer yandan da sigarasını içerek, ODTÜ sokaklarında değişik duygularla volta atmaktadır. Tartışmayı çok seven arkadaşımız, sorular sorarak havayı ısıtır ve tartışmadan somut şeyler çıkmasına özen gösterir. Sorularının altında önerileri ve yanıtları yatmaktadır. Yani; "yol göstericiliğine" mütevazi bir kılıf takmasını bilir.
Ona sorsanız hakkında write - up yazılmasına da karşı çıkardı. Çünkü ona göre. "insanlar; düşüncelerde, kalplerde yaşamalıydı. Yoksa bir kitabın eskimiş sayfalarında değil!..
Celal’imizin bizleri affetmesini umarak; tüm yaşamında başarı ve esenlikler dileriz...
Süleyman Kayar
Baba Süleyman'ı tanıtmak için bu satırlar yetmez ama çoğumuz onu tanıdığımız için işimiz kolaylaşmaktadır. Sınıf içinde arka köşenin değişmez elemanıdır. Ağırbaşlı, efendi, dürüst ve mertliği ile tanınmış arkadaşımız 1972 yılında dünya evine girmiş 2 çocuk sahibidir.
Hem okuyup hem de çalışmak zorunda olduğundan okul onun için hep ikinci planda kalmıştır. Bu nedenle derslere devam onun için sorun olmaktadır. İngilizce ile de orası iyi olmadığından Türkçe verilen derslerin ve özellikle Hukuk derslerinin baş müşterisidir. Derslere ancak sınavdan sınava birkaç saat vakit ayırabilen arkadaşımızın hiç sene kaybetmeden son sömestire gelmesini takdirle karşılayanların yanında kıskançlık duyanlarda vardır.
Baba Süleyman'a yaşam boyu başarılar, mutluluklar dileriz.
Siyami Koray Kırca
Sessiz, sakin, ağırbaşlı ve bu özellikleri dolayısıyla hepimizin sevgi ve takdirini kazanmış olan Siyami’nin düşmanı olup olmadığı bilinmemektedir.
Okula ilk başladığı zaman "dilsiz" olduğu sanılan Siyami, dört sene boyunca arkadaşlarının zoruyla biraz olsun konuşmaya başlamıştır. Sessizliği ve ağırbaşlılığıyla tanınan arkadaşımız, bu özellikleri dolayısıyla hepimizin sevgi ve takdirini kazanmıştır. Sinirlendiği, sesini yükselttiği şimdiye kadar görülmemiş olan Siyami’nin sabır taşı olduğu sanılmaktadır. Başkaları konuşurken çoğunlukla susup dinlemek değişmez prensibidir. Bunu küçükken aldığı aile terbiyesine bağlamaktadır.
Bursalı olan Siyami yüksek öğrenim hayatına ODTÜ yurdunda kalarak başlayıp, daha sonra ev değiştirme rekoru kırarak devam etmiştir. Bu süre de ev işlerindeki maharetini geliştirmesine neden olup, onun ideal bir ev erkeği durumuna gelmesine yol açmıştır.
Yardımseverliği, içtenliği ve iyi bir dinleyici olması diğer özelliklerindendir. Dersleri kendine fazla dert etmeden, hocayı iyi dinleyip, az çalışarak ikinci sınıf sonrasını tökezlemeden geçirme başarısını göstermiştir.
Geleceğini garanti altına almak için uzun zamandır iş arayan ve pek çok işte de deneyim geçirmiş olan Siyami’ye dileğimiz kendine en uygun çalışma koşullarını bulabilmesi ve yaşamını aynı sakinlik ve huzur ortamın da sürdürmesi.
Ali Kirik
Ali arkadaşımız bölümümüze Adana’lılara özgü sıcaklığı, sempatikliği getirdi. Arkadaşlığı son derece samimi olan Ali’yi hep gülümserken görebilirsiniz.
Ali arkadaşımız bölümü mümkün olduğu kadar kısa zamanda bitirmek için oldukça çok çaba sarf etti. Derslerine karşı sorumluluğunu aksatmayan Ali derslere devam etmekle birlikte bir türlü not tutma alışkanlığını elde edemedi. Bu nedenle özellikle Mid-term dönemlerinde onu not peşinde koşarken, veya çektirdiği fotokopileri düzenlemeye çalışırken yakalamak mümkündür. Aslında onun, bulduğu notları arkadaşları için çektirmeyi ihmal etmediğini unutmamak gerekir. Bu çabası için ona minnettarız.
Uzun zamandır nişanlı olan arkadaşımız bulduğu her fırsatta Adana’ya gider ve hasret giderir.
Şimdi okulu bitirmeye az bir süre kaldı ve Ali uygun iş olanaklarını araştırıyor. Bütün umutlarının gerçekleşmesi dileğiyle.
Özkan Köseoğlu
İşte tüm güzellik ve iyilikleri bünyesinde toplamış olan nadide LazIardan Özkan!.. Anlatmaya" kalksak cilt cilt kitap eder. Ancak en belirgin özelliklerine baktığımızda neşesi, esprileri ilginç hareketleri en göze çarpanlardandır.
Çocukluğundan beri iyi bir müzisyen olmayı düşünen Özkan bu düşkünlüğüne rağmen kavalı oklava zannetme gafletinden kurtulamamıştır. Centilmenliği ile tüm kızları hayatından bezdirmiş olan arkadaşımız üstüne üstlük. “TÜMOSDER"in de vazgeçilmez üyelerindendir. Giyim kuşam yerine yiyip içmeyi yeğleyen Özkan büyüttüğü göbek sonucunda hiç bir kalıba uymamaktadır. Tüm iyi niyeti ve yardım severliğine karşın unutkanlığı onu bu meziyetlerini göstermekten alıkoymaktadır. Babası her ne kadar Prof. olmasını istiyorsa da kendisi adam olmayı düşlemektedir. Ancak üşengeçliğinin bu hayalini engelleyeceği kaçınılmaz bir gerçektir. İstanbul'un hızlı gençlerinden olan ve her fırsatta İstanbul'u Ankara'ya yeğlediğini belirten Özkan'a hayat boyu rahat, işsiz ve dertsiz bir yaşam diliyoruz.
Uğur Kurmuş
"Şşt, hey, sakallı, haydutmusun sen?"
Cemil Küçükfilibe
Eskişehir'de iki yıl okumaya çalıştıktan sonra bölümümüze katılan, sakin ve sessiz dış görünüşünün altında hassaslık, iyi niyet, fedakarlık ve gerçek arkadaşlık timsali olan Cemil arkadaş da, finaller bitimi sonrası soluğu Bursa'da alacaktır. Zira nişanlısı Bursa’dadır. Kendisi de İnegöl'den Bursa' a transfer olup yakın zamanda dünya evine girecektir.
Derslere devamı, oda arkadaşı Ali ile ortak aldıkları derslerde sırayla vekaleten yürüten arkadaşımızı, Ali ile birlikle aynı derste görmek bizleri hem şaşırtıyor hem de sevindiriyor.
Cemil arkadaşımız ders çalışmanın dışında kalan vakitlerini Edebiyata ve sanata karşı olan düşkünlüğü ve yeteneği ile bu alanlarda harcar. Yazko'nun ve diğer edebiyat dergilerinin abonesi olup sadece okuyucu değildir. Aynı zamanda kişiliğini yansıtan insan sevgisi ve doğa aşkı ile örülü şiirler yazmakla ve resimler yapmaktadır.
Edebiyata ve Sanata karşı olan bu düşkünlüğünün yanı sıra spora karşı soğukluğu ise beğenmediğimiz yönüdür. Her türlü çabamıza rağmen bizimle bir kere olsun futbol oynamaya yanaşmamıştır.
Yitirilmeyecek olan dostluğumuzla Cemil arkadaşa tüm yaşam boyunca sağlıklı, başardı ve mutluluk dolu günler geçirmesini dileriz.
Şevki Mütevellioğlu
"Ve tanrı Şevki'yi yarattı, konuşsun diye...
Çenen kopsun e mi!"
Melih Nemli
Yaşamları boyunca mutluluk ve başarılar.
Omoregie Nosakhare
We wish a life full of happiness and success.
Good lucks!
John Osakue Osayımwense
We wish a life full of happiness and success.
Good lucks!
Mehmet Öngeoğlu
Gençliğinde bir ara müezzinlik yapmıştır. Meslek Lisesi Elektrik Bölümü mezunudur. Türkiye’nin en genç memuru olarak 16 yaşında PTT'de teknisyenliğe başlamıştır. Ayın dönemde G. Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü öğrencisi olmuş, fakat okuyamamıştır. 1979'da bütün bu meslekleri bırakarak bölümümüze gelmiştir. Siyaset Bilimini seçmesine rağmen Mineroloji alanında da araştırmaları olmuştur.
Kendisi "Kör ve fakir bir delikanlı" olduğunu söyler. Oysa bakışları bir taşı eritecek kadar keskindir. Gözleri ise güzel kızları dürbünlü tüfekten daha iyi görür.
Arkadaşımızın en ilginç yanı sevda konusundadır. O kadar utangaç ve çekingendir ki kendisi de bunun bilincindedir. Kolay kolay kız beğenemediği gibi sevdiği kızdan sürekli kaçar. Tek yaptığı kızın gözlerine bakmaktır.
Kendisini bilime adamış olan arkadaşımız zamanının çoğunluğunu odasına kapanıp kitap, dergi okumakla geçirir. "Boş" zamanlarını ise birahane veya elçilik kokteyllerinde değerlendirir. ODTÜ hayatında okula devam ettiği sürece F’li not aldığı görülmemiştir. Fakat olumsuz koşullar onun okul hayatının bir sömestre uzamasına neden olmuştur.
Yaşamı dert, çile ve keder içinde geçen Mehmet'imize bundan sonraki yaşamında mutluluklar dileriz.
Teyfik Öz
"Vasati 40 çöp......."
Haluk Özgen
"Bakışların da yüreğin gibi gülsün Haluk......."
Nevin Özgüler
"Kuzey, Güney diyaloğunun güney unsurlarına hayat boyu başarılar...."
Hürriyet Özkaya
Sınıfımızın sessiz ve seçkin tiplerinden biri olan Hürriyet'in en belirgin özelliği, uykuya olan bağlılığından, sabah derslerine gelememesidir. Sakin olan niteliği Hürriyet’te son safhasına ulaşmış adeta uyuşukluk halini almıştır. Hürriyet dört senedir kayıtlarını cezalı yaptırır, bu yüzden alacak elektif kalmadığından, aldığı dersler genellikle bölüm dışıdır ve bu derslerin kapsamını da pek bilmez, ayrıca paper hazırlanacak derslerde Hürriyet konusunu nedense ödev teslim gününde seçer.
Hürriyet'in diğer bir özelliği de sürekli mide ağrılarından kıvranmasıdır. Ülserini susturmak için sürekli süt içmesine karşın, bir yandan da inatla günde bir paket sigara içer.
Hürriyet sürekli olarak (oldukça fazla sayıda kolonla) toto oynamasına karşın, "takımların adiliği" yüzünden bir türlü ikramiye alamamıştır. Ayrıca Hürriyet insanları ve olayları ya "tutmaz" ya da onları "müthiş" olarak niteler.
Mezuniyetini şimdilik bir dönem geciktirmiş olan Hürriyet'in fazla geç kalmadan mezun olmasını bekliyor ve yaşamında sağlık ve mutluluklar diliyoruz.
Ersin Peya
"Hey sarı kafa, sakin ol!"
Selçuk Saraçoğlu
Her ne kadar sakin ne oldukça ciddi bir görünüme sahipse de ona yakın olan arkadaşları, bundan böyle almadığını bilirler. Dördüncü sınıfın ikinci sömestrine kadar sınıf olaylarını arka saflarda izlemeyi yeğleyen Selçuk, bizi de güzel dostluğundan mahrum etmiştir. Son sömestr ayrılmanın verdiği coşkuyla olsa gerek, sınıfın en çok dolaşan ve konuşan üyelerinden biri oluverdi. Yıllık çıkarma mücadelemizde resim çekme görevini üstlenerek ne kadar cesur ve yardım sever olduğunu da bizlere ispat etti.
Rasih ne Cem Hocamızın derslerinin çıkışında bizleri şehre götürerek de büyük bir kamu görevi ifa etmiş oldu. Her ne tesadüfse trafik kurallarına aykırı yaptığı en ufak bir davranış bile trafik polislerince hemen tespit edilen Selçuk, Tunalı Hilmi de duran şişman polisin kendine duyduğu nefreti de bir türlü çözememiştir.
Konuşmadığı ve derste olmadığı zamanın bir bölümünü çiçek ve balıklara ayıran Selçuk, boş zamanlarında ıslık çalmayı da çok sever! Balıklarının durmadan ölmesi, çiçeklerinin de bir türlü büyümemesi de Selçuk’u çok şaşırtmaktadır.
İyimserliği, olaylar karşısındaki soğukkanlılığı ve "centilmenliğiyle Selçuk’u biraz geç tanıdık ama çabucak seviverdik. Yaşam boyunca iyimserliğini koruyabilmen umuduyla başarılar Selçuk!
Ali Selek
"Sen briç'in resmini yapabilir misin Ali?"
Sibel Sipahi
İşte bölümümüzün en sevimli, en akıllı, en ağırbaşlı kızlarından birisi. Dört sene boyunca herkesle iyi geçinmeye çalışmış olan bu arkadaşımız, kimsenin kalbini kırmamaya dikkat etmiştir. ODTÜ yurdunda kalan Sibel, yurt köşelerinde de olsa derslerini hiç ihmal etmemiş ve bölümün çalışkanları arasındaki müstesna yerini korumuştur.
Ara sıra makyaj da yapması bu lise öğrencisi buralarda ne dolaşıyor dedirtecek kadar minyon hatlara sahip olan Sibel'in yüzünde gülümsemesi hiç eksik olmaz. Gümüş süs eşyaları düşkünlüğü yüzünden, bir gümüşçüyle evlenmesi beklenilen Sibel, ne olursa olsun bekarlığını bir müddet daha sürdürmek istemindedir.
Spor giyimden hoşlanan ve her gün yeni bir saç modeliyle derse gelen bu arkadaşımızı anlatırken biraz detaya girmeye kalkarsak, hepsi best-seller olabilecek ciltlerce kitap yazmak gerekecek.
Bizim burada yazısını kısa kesmek zorunda kaldığımız Sibel'e okuldaki gibi başarılı uzun bir yaşam dileriz. Gülümsemen yüzünden hiç eksilmesin, hep mutlu ol emi!
Kaan Soyak
"Good evening ladies and gentlemen, this is the radio station of MEN and here is your speaker Kaan Soyak"... Evet Kaan, senin esprilerini, o güzelim hikayelerini ve yanından ayırmamaya gayret ettiğin walk-man'ini bilsen ne çok arayacağız.
Günün üçte birini kızların peşinde diğer üçte birini müzik dinleyip program hazırlayarak geçiren Kaan kalan vakitte de uyuduğu için ciddi şeylerle uğraşmaya, özellikle ders çalışmaya bir türlü fırsat bulamaz. Bizce onun hayatta en başarılı olacağı ve zevkle uğraşacağı meslek diskjokeylik ve eğlence organizatörlüğüdür. Polis radyosunda yayınlanan Pop Müziği programını genelde derslerde yazan Kaan, bu programlardaki üstün başarısı ile Tarih hocamız Yuluk Tekin'in bile dikkatini çekmiştir.
Kışın bile giydiği kısa keten pantolonları, renkli yün çorapları ve en sevdiği kıyafeti olan bluejean'iyle kişiliğindeki rahatlığı, kıyafetlerine de yansıtır. Grup çalışmalarını her zaman tercih eden Kaan, sınavlardan bir gün önce yaptığımız çalışmalarda hangi mantıkla ürettiğini bir türlü anlayamadığımız sorularıyla konuyu anlatır ve dinleyenlere korkulu saatler yaşatır.
Kaan'a müzik, özgürlük ve kahkaha dolu yıllar. Bilsen seni ne çok özleyeceğiz.
Mustafa (Acıbucu) Şabanoğlu
Soyadını Acıbucu'dan Şabanoğlu'na terfi ettirmesine rağmen yakın arkadaşları ve hocaları tarafından hala Acıbucu olarak tanınır.
En çok kullandığı deyimlerden biride "Hanzo''dur. Genellikle kızdığı dostlarına “hanzo müller” şeklinde iltifat eder.
Kendilerinin okul dışındaki hayatı okul hayatından çok daha ilginçtir. Bu yüzden onu sadece okuldan dolayı tanıyanların yeteri kadar tanıdığını söyleyemeyiz. Sözgelimi memleketinde bulunan sözlüsüne haftada en az birkaç kez telefon açar bir o kadar da mektup yazar.
Derslere arasıra uğrayan arkadaşımızın sınavlardan birkaç gün öncesine kadar ders çalıştığı ender görülür; çünkü sosyal ilişkileri oldukça geliştirmiş olan Mustafa'mız arkadaşlarından çektirdiği fotokopiler sayesinde son sömestre kadar gelebilmiştir.
Boş zamanlarında "av" ve spor yapan arkadaşımız "avlanmayı" spora tercih ederek, her türlü avlanma yöntemini öğrenmiştir. Özellikle Ankara'da avlanmanın bambaşka olduğunu söyler.
Aslında arkadaşımız, sevimli ye değerli kılan en büyük özelliği; O’nun maskesiz, yalansız, dolansız bir kişiliğe sahip olmasıdır. Çok güzel yemekler yaptığı için birlikle oturduğu arkadaşları O’na "Aşçıbaşı" derler. Dostumuza avcılığında başarılar yaşamında mutluluklar dileriz.
Recep Şaylan
Yaşamları boyunca mutluluk ve başarılar.
Ömer Şeşen
Omer'in aramızdaki öyküsü; en büyük tutkusu olan yaşamla bir an önce kucaklaşma, onun diliyle "her an yaşamın tam göbeğinde olma" isteğini; ailesine, çocuklarının üniversite diplomasını da aldığı günleri gösterebilmek için ertelemesiyle başladı
Ama bu beş yıl onu çekip koparabildi mi yaşamadan? Tersine; çok sevdiği mitolojiler ve şarap ülkesi Ege'den ayrı kaldığı bu yıllar; yeni sevinçler, yeni tutkular taşıdı gönlüne. Yine kendi tanımlaması ile "bürokrasinin bilimini öğrenirken, tarıma duyduğu ilgiye tarihi, muhasebeye bilgisayarı, şoförlüğe ve şaraba olan tutkusuna operayı ekledi. Bizlerde onu tanıdık; ya da yaşamdan olan sevinçle, ilgiyle sarılmayı güç günlerde de gülebilmeyi.
Gezmeyi, yeni yerler tanımayı da çok seven arkadaşımızın, son günlerdeki dileği; bu öyküyü Ortadoğu ülkelerinde de sürdürebilmek. Bu sevda ile Umman Denizi'ni bile aşacağından kuşkumuz yok..
Günlerin aydınlık, gönlün Umman gibi engin olsun. Dostlukla kal Ömer...
Sabri Şimşek
Sabri Şimşek Amasya'nın Taşova ilçesinde doğdu. Çalkaya ilkokulunu bitirdikten sonra Taşova Lisesinde Ortaokulu okudu. Daha sonra Gökhöyük Tarım Meslek Lisesini bitirdi ve iki yıl aradan sonra ODTÜ'ye girdi. Başarılı bir öğrenci olan Sabri'nin Üniversite öğrenimi de başarılı geçti.
Sabri Allah (c.c.) yolunun yolcularındandır. Amacı Allah (c.c.) ve O'nun rızasını kazanmaktır. Yaşantısını İslama uydurmaya çalışan arkadaşımız, davranışlarıyla herkesin takdirini ve sempatisini kazanmıştır. Özü ve sözü aynıdır, sadık ve vefalıdır. Oldukça az konuşur. Dilini susturduğu gibi kalbini de susturabilen bir kişi olarak görünür. Herkese karşı iyi davranmaya çalışır. Her işte doğruluk arar. İsminden de anlaşılacağı gibi çok sabırlıdır. Kendisinden çok şeyler beklemekteyiz.
Arkadaşımıza ömür boyu başarılar ve mutluluklar temenni ederiz. Allah (c.c.) yardımcısı olsun.
Aylin Taşhan
Sınıfımızın en ilginç kızlarındandır. Arada bir ortalardan kaybolup (!) gününü gün eden Aylin, sonunda gene aramıza döner. Toplumsal kuralların anlamsızlığını savunan Aylin, oldukça değişik bir düşünce yapısına sahiptir. Hayatta en sevdiği kıyafet bluejean olup ayrıca Uzak Doğu ve hippi kıyafetlerine de büyük ilgi duyar. En büyük ideallerinden biri de ayda bir kestirdiği saçlarını beline kadar uzatmaktır. Yazın güzelliğine doyamadığımız evini tüm kış boyunca kötüler. Kesilen elektrikler, akmayan sular ve onarılmayan yollar kış aylarında Aylin'in Ankara Belediyesine savaş açmasına neden olmuştur. Aylin'e çok şirin gözüken ve postacıları bile ısıran köpekleri de birçoğumuzun korkulu rüyası olmuştur.
Herkesle kolayca dost olan ve insanların dertlerine her zaman ortak olmayı beceren Aylin kimi zaman öylesine karamsarlığa kapılır ki, bizleri epeyce yorar. Kadın-erkek eşitliği konusunda yaptığımız bazı ateşli tartışmaların sonucunda kendi iddialarını büyük bir başarıyla çürüttüğü de olur. Science, fiction, astroloji, uzay, ve diğer ilginç ve garip olan her şeye büyük bir sempati duyan Aylin'in hayatta en korktuğu şey şimşek ve gök gürültüsüdür.
Çok yakında Dünya Dış Politikası Genel Müdürü olarak görmeyi arzuladığımız Aylin'e yaşamında başarılar diliyoruz.
Seni seviyoruz Aylin
Rona Tığlı
Her ne kadar 0.D.T.Ü 2. üniversitesi olsa da yaşını pek göstermeyen bu arkadaşsınız 6 sene daha okursa öğrencilikten emekli olacak. Esprileriyle canlılık; neşesi ile tüm dikkatleri üstüne çeken RONA, hem okuyup hem de haftanın 8 saati zor koşullar altında çalışarak içki parasını çıkaran nadide öğrencilerdendir. Allah vergisi zekası ve her türlü müziğe olan kıvrak yatkınlığı ve ilginç dansları onu Ankara Pavyonlarının vazgeçilmez simaları arasına sokmuştur. Müziğe olan hevesini susturabilmek için her ne kadar bir bateri sahibi olmak istemişse de bu çılgınca arzusu çevre konşmacılar tarafından reddedilerek arkadaşımız yalnızlığa terk edilmiştir.
İlk senelerdeki üstün performansı Eser ile sözlendikten sonra maalesef düşüş göstermiştir! Okulu bitirdikten sonra kendisini Arabistan’ın ıssız çöllerine atmak isteyen arkadaşımıza, bir ömür boyu mutluluk ve başarılar dileriz.
Zeynep Tunçalp
Zeynep'i anlayabilmek, tanımlayabilmek zor bir iş. Dostları için bile uzaktan tanıyan biri onu sessiz ve sakin olarak görür. Kolayca kaynaşıveren biri değildir. Ona yaklaşmak zordur aslında. Çevresinde bir duvar örülüdür sanki. Kimi zaman güler yüzlü, kimi zaman da neşesizdir. Açığa vurmaz duygularını belli etmez pek. İçinden neler geçtiğini kimse bilmez. Tartışmasız bir hayat anlayışı arkadaşımızın huzura verdiği değerden kaynaklanır. Tartışma ile ne karşısındakilerinin nede kendi fikirlerinin değişeceğine inanmaz Zeynep.
Çoklarının ciddi ve otoriter diye tanımladıkları görünümünün altında sıcak, romantik, duygusal bir kişiliğe sahiptir. Edebiyata olan düşkünlüğünü şiire olan tutkusuyla gösterir kendini. İnsanlarla olan ilişkilerinde ölçülü olmaya dikkat eder. Hızlı yürümek, biri işi hızlı yapmak ona göre değildir. Buna karşın müzik dinlemekten, dans etmekten, kalabalık toplantılardan çok hoşlanır.
Yemeğe, özellikle hamur işlerine büyük bir sempatisi vardır. Bu zaafına ve spor yapmamasına rağmen kilo problemi olmayan ender kişilerdendir. Sınıfınızın güzel kızlarındandır. Şık ve bakımlı olmaya özen gösterir İtina ettiği saçlarının güzelliği herkesin dikkatini çeker. Zeynep'in en belirgin özelliği kendine özgü yürüyüşü ve mimikleridir. Bu yüzden "Artist -Türkan" gibi isimlere layık görülmüştür Zeynep kimimizde Tanju ismiyle tanınır.
Tülay Turan
"Dışişlerinde boş kadro varmış, koş Tülay...."
Nazım Ulusoy
Yaşamları boyunca mutluluklar ve başarılar.
Turan Üngör
Sınıfımızın müstesna karakterlerinden birim sahiptir. Havalı Nejat lakabıyla ODTÜ ve Maltepe çevresinde tanınır. 5 yıl boyunca gece yaşamıyla birlikle öğrenim yaşamını da başarıyla sürdürmüştür. Fakat bencillik etmemiş, renkli gece yaşamına sınıfın diğer erkeklerini de katarak kendi deyişiyle "kıyak" çekmiştir. Bir türlü yanmayan çakmağı için "şunu değiştir yahu" dediğimizde "olur mu abi her işin bir raconu var" diye karşılık vermiştir. Ama ODTÜ O'nun yaşamından da pek çok alışkanlığı alıp götürmüş, yumurta topuk delikanlı ayakkabılarını ancak akşamları arkasına basıp giyebilmiştir.
Önce öğretmen olup babasının izinden yürümek istediyse de, 1 aylık bir deneyiminden sonra karar değiştirip kamu yöneticisi olmaya karar vermiştir.
Geleceğin üst kademe kamu yönetici adaylarından olan Turan sessiz fakat derinden giderek son yıllardaki başarılarıyla (özellikle seminerlerdeki) dikkatleri üzerine çekmiştir.
Arkadaşlık ilişkilerinde de son derece saygılı olan Turan kendisine yöneltilen şakaları da büyük bir olgunlukla karşılar.
Sınıfımızca çok sevilen Turan’ımıza gündüzleri ve geceleri de neon ışıkları altında başarılar dileriz.
Dursun Veli
Arkadaşımız Dursun 1956 yılında Trabzon'un Of kazası Bölümlü köyünde Dünya’ya geldi. İlkokul tahsilini Bölümlüde tamamladıktan sonra Orta okulu Taşhan Orta okulunda, Lise tahsilini Trabzon Ticaret Lisesinde yapmıştır. Bir müddet ilkokul öğretmenliği deneyiminden sonra 1977 yılında ODTÜ'ye girmiştir. İki yıl yurt yaşantısından sonra tahsilinin geri kalan kısmını arkadaşlarla kiraladığı evde geçirmektedir.
Arkadaşımız 1979 yılında yeni bir Dünya'ya adım atmıştır. O Dünya ki yaşadığımız dünyadan bambaşka farklı bir dünyadır. Şu anda üzerinde yaşadığımız dünyada insanlar anarşinin kıskacında birbirinin açık yanını ararken O’nun yaşamakta olduğu dünyada karşılıklı sevgi ve saygı, dayanışma mevcuttur. O her şeye şu bakışla bakmaktadır; Yunus Emre'nin dediği gibi "Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü". Bu düsturu kendine olçü edinmiştir. Dolayısıyla herkesi seviyor. Hiç kimseye karşı kalbinde kötülük yer alınıyordu. Arkadaşımız da bütün hocalarımız ve arkadaşlarımızda aynı sevgiyi görüyordu.
Malum ODTÜ'nün dersleri çok ağır olduğundan arkadaşımızda geceleri geç saatlere kadar ders çalışmakta, sonuçta yorgun yatağa düşmekte ve uyku arasında Lazca konuşmalar yapmakta ve kendisini uyandırmadığımız zaman bize kızmaktadır.
Arkadaşımıza hayat boyu başarılar temenni eder, Her şeyin gönlünce olmasını dileriz.
Yücel Vural
"Yavru vatandan hoş bir seda"
Nurdan Yetiş
Sınıfınızın koşuşturmayı çok seven yeşillik düşmanı, meraklı ve heyecanlı arkadaşımız Nurdan'ın sakız çiğnemeden ve Koka kola içmeden geçirdiği an nadirdir. Giyim ve takıya olan düşkünlüğü sayesinde Özkan'ın başına iş açacağa benzer. Arkadaşımızın derslerdeki başarısının sırrı Özkan’la çalışmasına bağlanmakla beraber Özkan'ın üstün Performansına ulaşamadığı gün gibi ortadadır. Kendisine sorulduğunda 2 Temmuzdan sonra okuldan çıkarken arkasına bile bakmayacağını söylese de içindeki gizli okuma isteği bir gün onu bu mukaddes sıralara tekrar getirecektir. Konuşmasındaki hızlılık yazısına da yansımıştır, bu hem bizlerin hem de hocalarımızın korkulu rüyası olmuştur. Gelecekte ev işlerinin yanı sıra part time çalışmak isteyen Nurdan’a başarılar ve bir yaşam boyu mutluluklar dileriz.
Oya Yıldırım
Sınıfımızın güler yüzlü ve cıvıl cıvıl kızlarındandır. Derslerine karşı olan sevgisi okula başladığı ilk günden beri dikkatimizi çeken bir özelliğidir. Sınıfta birçok kişinin ders notları da Oyanın notlarının fotokopilerinden oluşur. Not tutmaya öylesine alışmıştır ki, bazen ders dışında aramızda konuştuklarımızı bile not tutar. Ders dışında son derece neşeli, her türlü ortama kolayca uyabilen Oya, yemek ve pasta yapmada ki becerisini de bizlere sık sık sergiler. İyiliksever arkadaşımız bu konuda kız arkadaşlarına ders vermeyi bile düşünmüştür.
En büyük dileği öğrenim hayatına çöllerde devam etmek olan Oya’ya sonunda Oklahoma çölündeki Üniversite adında bir binadan acceptance gelmiştir. Oyamızı üzülerek oralara yollayacağız.
Kendisine karşı yapılan şakalara aynı şekilde karşılık veren Oya. Sahir, Ercan ve Kaan'ın gönüllü veliliği görevini de üstlenmiştir.
Her zaman çok iyi bir dost olabilen ve yüzünden eksiltmediği gülümsemesiyle dertlerimizi bizimle paylaşan Oya'nın geç yatıp çok erken kalktığı için hiç uyumadığından şüpheleniyoruz.
Akıllılığı, azmi, prensiplerine bağlılığı ya hep mantığını kullanmayı becerebilmesi Oya'nın en önemli özellikleridir.
Oya’cığım, bizler, seni çok seven arkadaşların seni özleyeceyiz. Çok mutlu ol, buralara unutma.